Arabuluculuk
HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 07.06.2012 tarihinde kabul edilmiş ve 22.06.2012 tarihli, 28331 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve 22.06.2013 tarihinde yürürlüğüe girmiştir. Kanuna ilişkin yönetmelik de 26.01.2013 tarihli, 28540 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve Kanun ile birlikte yürürlüğe girmesi düzenlenmiştir.
Arabuluculuk kurumunu düzenleyen Kanun’un 1. maddesinde, yabancılık unsuru taşıyanlar da dâhil olmak üzere, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanacağı belirtilmektedir.Arabuluculuk kurumu ile uyuşmazlıkların mahkemelere yansımadan anlaşmayla çözülmesi, daha basit ve kolay şekilde sonuca ulaşılmasının amaçlanmıştır.
Kanunda ve yönetmelikte “Arabuluculuk”; “Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi” olarak tanımlanmaktadır.
Arabuluculuğa İlişkin Temel İlkeler
Gerek kanunda gerekse yönetmelikte arabuluculuğa ilişkin temel ilkelere yazılı olarak yer verilmiştir.
İradi ve Eşit Olma
Kanun, tarafları, arabuluculuğa başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda tamamen serbest bırakmıştır. Taraflar, öncelikle uyuşmazlığı arabuluculuk yoluyla sonuçlandırma konusunda anlaşmalıdır. Taraflar, hiçbir şekilde zorla bu sürece dâhil edilemeyecekleri gibi her aşamada uyuşmazlığı arabuluculuk yoluyla çözmekten de vazgeçebileceklerdir. Ayrıca taraflar, gerek arabulucuya başvururken gerekse süreç boyunca eşit haklara sahip olacaklardır. Taraflardan biri arabuluculuk sürecinin dışında bırakılamayacağı gibi, söz hakkı da diğerine göre kısıtlanamaz.
Gizlilik
Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça taraflar ve arabulucu, arabuluculuk faaliyeti çerçevesinde kendisine sunulan veya diğer bir şekilde elde ettiği bilgi ve belgeler ile diğer kayıtları gizli tutmakla yükümlüdür. Gizlilik kuralına uyma yükümlülüğü, arabulucunun yanında çalışan kişiler ile staj yapanları da kapsar. Gizlilik kuralına aykırı hareket eden arabulucu hakkında hukuki ve cezai yaptırımlar uygulanabilecektir.
Beyan ve Belgelerin Kullanılamaması
Kanun, taraflar, arabulucu veya arabuluculuğa katılanlar da dâhil olmak üzere üçüncü bir kişinin, uyuşmazlıkla ilgili olarak hukuk davası açıldığında yahut tahkim yoluna başvurulduğunda, bazı beyan veya belgeleri delil olarak ileri süremeyeceğini ve bunlar hakkında tanıklık yapamayacağını düzenlemektedir. Bu beyan ve belgeler şunlardır:
Taraflarca yapılan arabuluculuk daveti veya bir tarafın arabuluculuk faaliyetine katılma isteği,
Uyuşmazlığın arabuluculuk yolu ile sona erdirilmesi için taraflarca ileri sürülen görüşler ve teklifler,
Arabuluculuk faaliyeti esnasında, taraflarca ileri sürülen öneriler veya herhangi bir vakıa veya iddianın kabulü,
Sadece arabuluculuk faaliyeti dolayısıyla hazırlanan belgeler.
Bu beyan ve belgelerin açıklanması, mahkeme, hakem veya herhangi bir idari makam tarafından da istenemez. Bu beyan ve belgeler delil olarak sunulmuş olsalar dahi hükme esas teşkil edemezler. Ancak, söz konusu bilgiler bir kanun hükmü tarafından emredildiği veya arabuluculuk süreci sonunda varılan anlaşmanın uygulanması ve icrası için gerekli olduğu ölçüde açıklanabilir.
Arabulucuların Hak ve Yükümlülükleri
Kanun, arabulucunun görevini şahsen; özenle, tarafsız ve eşitlik gözeterek yerine getirmesini emreder. Buna göre arabulucu, tarafsız davranmak zorunda olup, tarafsızlığı hakkında şüpheye yol açacak tutum ve davranışta bulunamaz. Arabulucu olarak görevlendirilen kimse, tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektirecek önemli hâl ve şartların varlığı hâlinde, bu hususta tarafları bilgilendirmekle yükümlüdür. Bu açıklamaya rağmen taraflar birlikte talep ederlerse, arabulucu faaliyetine devam edebilir.
Arabulucu, arabuluculuk faaliyetinin başında, tarafları arabuluculuğun esasları, süreci ve hukuki sonuçları hakkında, şahsen ve doğrudan aydınlatmakla yükümlüdür. Arabulucu, tarafları, arabuluculuk yoluyla çözümlenen hukuki uyuşmazlıklar ve arabuluculuk faaliyeti sonucunda tarafların anlaşmaya varması durumunda düzenlenecek olan ve mahkemece şerh verilmesi ile birlikte ilam niteliğinde belge hâlini kazanan, “Anlaşma Belgesi”nin, nitelik ve hukuki sonuçları hakkında da bilgilendirmelidir.
Arabulucu, tarafların her biri ile ayrı ayrı veya birlikte görüşebilir ve iletişim kurabilir. Taraflar bu görüşmelere vekilleri aracılığıyla da katılabilirler.
Kanun; arabulucuların iş elde etmek için reklam sayılabilecek her türlü teşebbüs ve harekette bulunmalarını ve özellikle tabelalarında ve basılı kâğıtlarında arabulucu, avukat ve akademik unvanlarından başka sıfat kullanmalarını yasaklamıştır.
Arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi hâlinde, arabulucu, bu faaliyete ilişkin kendisine yapılan bildirimi, tevdi edilen ve elinde bulunan belgeleri ve düzenlenen tutanağı beş yıl süre ile saklamak zorundadır.
Arabulucu, yapmış olduğu faaliyet karşılığı ücret ve masrafları isteyebilecektir.
Arabuluculuk Faaliyeti
Taraflar dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Mahkeme de tarafları arabulucuya başvurmak konusunda aydınlatıp, teşvik edebilir. Taraflardan birisi arabulucuya başvurulmasını teklif edebilir, bu teklifine 30 gün içerisinde olumlu cevap verilmezse, teklif reddedilmiş sayılır.
Başkaca bir usul kararlaştırılmadıkça arabulucu veya arabulucular taraflarca seçilir. Arabulucu, seçildikten sonra tarafları en kısa sürede ilk toplantıya davet eder. Taraflar, emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydı ile arabuluculuk usulünü serbestçe kararlaştırabilirler. Taraflarca bir usul kararlaştırılmamışsa arabulucu; uyuşmazlığın niteliğini, tarafların isteklerini ve uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözümlenmesi için gereken usul ve esasları göz önüne alarak arabuluculuk faaliyetini yürütür.
Arabulucu; keşif, bilirkişiye başvurma ve tanık dinleme gibi niteliği gereği yargısal bir yetkinin kullanımı olarak sadece hâkim tarafından yapılabilecek işlemleri yapamaz. Yine arabulucu, sürecin yürütülmesi sırasında, taraflara hukuki tavsiyelerde bulunamaz; bir çözüm önerisi ya da öneriler kataloğu geliştirip, taraflara dayatamayacağı gibi, müzakereler sırasında geliştirilen bir çözüm önerisi üzerinde anlaşmaya varmaları için de onları zorlayamaz. Ancak, taraflardan birisinin, uyuşmazlığın çözümü bağlamında, sunmuş olduğu bir önerinin, arabulucu tarafından, diğer tarafa iletilmesi ve onun bu konudaki beyanının alınması bu kapsamda değerlendirilemeyecektir.
Dava açıldıktan sonra tarafların birlikte arabulucuya başvuracaklarını beyan etmeleri hâlinde yargılama, mahkemece üç ayı geçmemek üzere ertelenir. Bu süre, tarafların birlikte başvurusu üzerine bir defaya mahsus olmak üzere üç aya kadar uzatılabilir.
Kanun; arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmayacağına hükmetmektedir.
Arabuluculuğun Sona Ermesi
Arabuluculuk,
- Tarafların anlaşmaya varması,
- Taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi,
- Taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuk faaliyetinden çekildiğini bildirmesi,
- Tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi ve
- Uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığının veya Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince uzlaşma kapsamına girmeyen bir suçla ilgili olduğunun tespit edilmesi ile sona erer.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak ile belgelendirilir. Arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir.
Tarafların anlaşması ile son bulan arabuluculuk faaliyetinde, varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir. Anlaşma belgesi düzenlenmesi hâlinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır.
Anlaşma Belgesinin İcra Edilebilirliği
Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler.
Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, asıl uyuşmazlık hakkındaki görev ve yetki kurallarına göre belirlenecek olan mahkemeden talep edilebilir. Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır.
İcra edilebilirlik şerhinin verilmesi, çekişmesiz yargı işidir ve buna ilişkin inceleme dosya üzerinden de yapılabilir. Ancak arabuluculuğa elverişli olan aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda inceleme duruşmalı olarak yapılır. Bu incelemenin kapsamı anlaşmanın içeriğinin arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığı hususlarıyla sınırlıdır. Anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesi için mahkemeye yapılacak olan başvuru ile bunun üzerine verilecek kararlara karşı ilgili tarafından istinaf yoluna gidilmesi hâlinde, maktu harç alınır.
Tüm Çalışma Alanları